Kadınların Gizli Düşmanı: Lipödem!
“Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Candan Mezili, “Kadınların selülit veya obezite zannederek uzun süre göz ardı ettiği Lipödem’in asıl tedavisi cerrahi müdahaledir.””
Kilo
vermenize rağmen bacaklarınızda inatçı şişlik ve ağrı mı yaşıyorsunuz? Çoğu
kadın, bu durumu selülit veya obezite zannederek uzun süre göz ardı ediyor.
Ancak sık görülen ve genellikle az bilinen bir sağlık sorunu olan lipödem
(ağrılı selülit) sağlığınızı sessizce tehdit edebilir.
Lipödem,
vücudun belirli bölgelerinde, özellikle bacak ve kalçalarda simetrik yağ
birikimiyle karakterize edilir ve maalesef kilo vermekle düzelmeyen bir
durumdur. Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Candan
Mezili, lipödemin tanı, belirtileri ve tedavi süreçleri hakkında kapsamlı
bilgiler verdi…
Obezite
ile karıştırılıyor
Lipödem,
genellikle kadınlarda görülen, yağ dokusunun orantısız bir şekilde vücudun alt
kısmında birikmesiyle ortaya çıkan bir durumdur. Asıl olarak kalça ve bacakları
bazen de kolları etkileyen bu rahatsızlık, vücutta simetrik yağ birikimi,
şişlik, ağrı ve hassasiyetle kendini gösterir. Lipödemin, ödem (su tutulması)
ya da obezite ile karıştırılması yaygındır, ancak lipödemin kilo vermekle
düzelmemesi ve ödem tedavisine cevap vermemesi en önemli farkıdır.
Kadınları
etkiliyor
Lipödemin
kesin nedeni tam olarak bilinmemektedir. Ancak genetik ve hormonal faktörlerin
önemli bir rol oynadığı düşünülmektedir. Özellikle ergenlik, hamilelik ve
menopoz gibi hormonal değişiklik dönemlerinde ortaya çıkabilir. Ailede lipödem
öyküsü olan kişilerde bu hastalığın görülme olasılığı daha yüksektir. Kadın
olmak, genetik yatkınlık, hormonal değişiklikler ve düzensiz yaşam tarzı
lipödem için en önemli risk faktörleridir.
Başlıca
belirtileri arasında;
- Bacak ve
kalçalarda simetrik yağ birikimi,
- Dokunmaya
karşı hassasiyet ve ağrı,
- Ciltte
kolay morarma,
- Ayakta uzun
süre kalındığında şişlik artışı,
- Zamanla
bacaklarda şekil bozukluğu yer alır.
Hastalık
çok ilerlediğinde bu duruma lenfödem de eklenerek geri dönüşü zor bir sürece
girilir.
Lipödem
genellikle beş farklı bölgede gelişir:
- Tip 1:
Kalça ve bel çevresinde yağ birikimi,
- Tip 2:
Kalça ve uyluk bölgesini kapsayan yağlanma,
- Tip 3: Ayak
bileklerine kadar uzanan yağ birikimi,
- Tip 4:
Kolların da etkilenmesi,
- Tip 5:
Lenfödem ile birlikte görülen lipödem
Dört
aşaması bulunur
Lipödem
ilerleyici bir hastalıktır bu nedenle tedavi edilmediğinde lipödem ciddi
komplikasyonlara yol açabilir. Şiddetli ağrı, hareket kısıtlılığı, cilt
enfeksiyonları ve lenfödem gibi sorunlara neden olarak ilerleyen yaşlarda yaşam
konforunu ciddi şekilde bozar. Lipödemin dört aşaması bulunur:
1. Aşama:
Hafif yağ birikimi, hafif selülit,
2. Aşama:
Selulitin artması ve yağ nodülleri,
3. Aşama:
Şekil bozukluğu ve belirgin şişlik,
4. Aşama:
Lenfödemle birlikte ciddi deformasyon ve hareket kısıtlılığı.
Lipödemin
tanısı muayenedir.
Lipödem,
klinik muayene ile teşhis edilir. Bu konuda uzmanlaşmış bir doktor, yağ
birikimlerinin simetrik olup olmadığını ve hastanın şikayetlerini ve hastalığın
hikayesini değerlendirerek tanıyı rahatlıkla koyabilir. Tanı için ultrason veya
MRI gibi görüntüleme teknikleri son derece nadir kullanılır.
Hangi
uzmanlara başvurulmalı?
Lipödem
teşhisi için genellikle plastik cerrahlar, kalp damar cerrahları,
endokrinologlar ve fizik tedavi uzmanlarına başvurulabilir, ancak lipödem
tedavisisi Plastik Cerrahlar tarafından yapılır. Bir diyetisyenden destek
almak, kilo kontrolü ve sporla birlikte sağlık yaşam tarzı hastalığın
ilerlemesini yavaşlatmak ve semptomları azaltmak için çok önemlidir. Lipödem
hakkında farkındalığı artırmak ve doğru tedaviye yönelmek, hastaların yaşam
kalitesini önemli ölçüde iyileştirebilir.
Lipödem
diyeti işe yarar mı?
Lipödemi
tamamen önlemek mümkün olmasa da, beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri
hastalığın ilerlemesini yavaşlatabilir. Lipödem diyeti, iltihaplanmayı
azaltmayı ve kilo kontrolünü sağlamayı hedefler. İşlenmiş gıdalardan kaçınmak,
şeker ve tuz tüketimini sınırlamak ve anti-inflamatuar gıdalar tüketmek
faydalıdır.
Lipödem
Tedavisi
Yağ dokusu
çıkarılabilir
Lipödem
Tedavisi
Op. Dr.
Candan Mezili’ye göre, lipödem mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır.
Lipödem karakteri gereği ilerleyici bir hastalıktır ve hastalık ilerlediğinde
yaşam kalitesini çok düşürdüğü için mutlaka bu hastalıkla mücadele edilmelidir.
Lipödem tedavisi konservatif tedavi seçenekleri ve cerrahi seçenekler olarak
ikiye ayrılır. Konservatif tedavi seçenekleri hastalığın ilerlemesini
yavaşlatmak, ödem ve ağrıyı gibi semptomları azaltmak için kullanılır.
Konservatif yöntemlerin en etkin kullanımı hastalığın erken dönemlerinde ve
ameliyat sonrası iyileşme dönemleridir.
Konservatif
Yöntemler
- Manuel lenf
drenajı ve kompresyon terapisi: Şişliklerin azalmasına yardımcı olur,
- Fizik
tedavi ve egzersiz: Kasları güçlendirmek ve ağrıyı azaltmak için faydalıdır,
- Kilo
kontrolü: Lipödem tamamen kilo vermekle geçmese de, kilo yönetimi belirtilerin
şiddetini azaltır ve hastalığın ilerlemesini yavaşlatır.
Konservatif
yöntemler maalesef tedavi edici değildir.
Lipödemin
Cerrahi Tedavisi
Lipödemin
asıl tedavisi cerrahidir. Konservatif yöntemler hastalığın ilerlemesini
durdurmaz ve hastalığı tedavi etmez. Lipödemde cerrahi tedavinin temelini
liposuction oluşturur. Liposuction ile yağların alınması hastalığı tedavi eder
ve nüksü önler. Liposuction yapılırken birçok teknik kullanılsa da lenfatik
dolaşımı koruyan teknikler ön plana çıkmalıdır. Bunlar arasında water assisted
liposuction ve vaser liposuction başta gelir. Vaser liposuction daha az kanama
ile yağ alınmasını sağladığı için üstündür ve birçok hekim tarafından tercih
edilir.
Eksizyon
Cerrahisi
Çok ilerlemiş
hastalıklarda sadece liposuction yapılırsa deride aşırı miktarda sarkmalar
meydana gelebilir. Bu tarz durumlarda cerrahi eksizyonla dokular
çıkarılmalıdır. Bazen bu tedavi direkt uygulanırken bazen liposuction sonrasına
bırakılarak evrelendirilir.
Sonuçta
lipödem ilerleyici bir hastalıktır. Bu hastalık ilerlediğinde hastaların günlük
yaşamında belirgin sıkıntılara neden olmaktadır. Ayrıca bacaklar aşırı
kalınlaştığı ve daha fazla yağlandığı için ameliyatta alınması gereken yağ
miktarı artıp tedavi güçleşmektedir. Bu nedenle hastalığı çok ilerlemesine izin
vermeden, geç kalmadan cerrahiye başvurmak gerekir.