KARNE ÇOCUĞUN DEĞERİNİ BELİRLEYEN BİR ÖLÇÜT DEĞİLDİR!
“Sömestr tatilinin geldiği bu günlerde her ne kadar çocukları ve gençleri tatil heyecanı sarmış olsa da kimi ailelerde karne gerginliği yaşanıyor. Sömestr, bazı çocuklara göre tatil ve eğlence iken bazılarına göre ise yaşanan sınav ve not stresi sonrası ailelerle yüzleşme olabiliyor. Bu nedenle, ilkokul dönemi çocuklar için okul başladığında adaptasyon açısından sorun yaşamayacakları bir tatil program önemli olurken; ortaokul ve lise dengi çocuklar için yetişkinlik döneminde farklı sonuçlar doğurması muhtemel, kaygı ve özgüven eksiliğine yol açan duyguların önüne geçmek önemli oluyor. ”
Sömestr tatili için ebeveyn tutumlarının önemine değinen Moodist
Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi, Psikolog Buse Başakgil, çocuk
ile anne- baba arasındaki iletişim kopukluklarının çocuğun ailesinden
uzaklaşarak dış çevreye yönelmesine neden olacağını vurguluyor. Psikolog Buse
Başakgil; “Çocuğunuzun karnesini başka karneler ile kıyaslamayın.
Akranları ile kıyaslanmak, arkadaşlarının kendisinden daha iyi olduğuna vurgu
yapmak, başarısızlıkla suçlamak; çocuğunuzda kaygı, yetersizlik ve özgüven
eksikliğine ve hatta değersizlik duygularına yol açar. Bu nedenle karne
notlarını değerlendirirken öncelikle karnedeki olumlu yönlere vurgu yapın. Bu
durum, onun özgüveninin artmasına, başarı duygusunun pekişmesine zemin
hazırlar. Olumlu yönleri vurguladıktan sonra çocuğunuzun kendini ifade etmesine
de fırsat vererek başarısızlıklar üzerinde durmak, bu durumun nedenlerini
birlikte, suçlayıcı ve yargılayıcı dil kullanmadan değerlendirmek gerekir. Bu
nedenle esasında sömestr, başarısız olunan derslerin desteklenmesi ve telafisi
için bulunmaz bir fırsattır.” diyor.
“ÇOCUĞUNUZ HAYATTAN VE SİZDEN KOPMA DUYGUSU İLE TANIŞMASIN”
Başarısızlığın geçici bir durum olduğunu belirten Moodist Psikiyatri ve
Nöroloji Hastanesi’den Psikolog Buse Başakgil, karnedeki notların çocuğun
kimliğine ait bir özellikmiş gibi yaftalanmasının ve “Sen tembelsin,
yaramazsın, aklın beş karış havada! Bu gidişle ikinci dönemde sınıfı
geçemezsin, bu kadar çalışmayla başarılı olamazsın” gibi söylemlerden uzak
durulması gerektiğinin altını çiziyor. Psikolog Başakgil, “Örneklerle
belirttiğimiz bu tip cümleler çocukta “Ben hiçbir işe yaramıyorum, hep başarısızım
ve öyle kalacağım” algısına sebep olup kaygıyı arttırır, çocuğun özgüvenini
azaltır. Çocuk bir alanda başarısız ise ilgi alanları değerlendirilip
iyileştirmeye yönelik neler yapılacağına bakılması gerekiyor. Geçmiş yıllarda
ailesinin tepkisi nedeniyle karne yüzünden intiharlar gündeme gelmişti. Kırık
karne notları yoğun kaygı ve cezalandırma korkusu ile birleşerek, yaşama son
verme girişimine neden olabilir. Çocukların aldıkları karne ve sınav notları
maalesef onların değerlerini belirleyen bir ölçüt haline geldi. O nedenle
çocuklar başarısız olduklarında kendilerini aynı zamanda değersiz hissediyorlar
ve bu durum sadece o dönemle kısıtlı kalmıyor. Geleceğe yönelik umutsuzluk,
‘ben yeterince akıllı değilim, çalışkan değilim’ gibi düşünceleri yaratıyor.
Kişinin kendine duyduğu değer ve saygıda düşme oluyor. Bu da bazen, çocuğun
kendine zarar verici davranışlara başvurmasına neden olabiliyor. Hatta, eğer
özellikle öncesinde çocukta depresyon, çok yoğun bir kaygı ve cezalandırılma
korkusu varsa bazen yaşamına son verme girişimlerine kadar gidebiliyor.” diyor.
“PAHALI HEDİYE, ÖĞRENME VE GELİŞME HEDEFİNDE SAPMAYA NEDEN OLUYOR”
Okul dönemi çocuk ve gençler için iletişim süreçlerinde hediyenin önemi de
değinen Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi, Psikolog Buse Başakgil,
“Hediye seçiminde daima öncelik sözlü ödül olmalı, daha sonra ise çocuğun
istediği, yaşı ve sınıfı ile uyumlu bir maddi ödül olabilir. Maddi ödülün
değerinden çok, sembolik anlamı önemlidir. Özellikle ilkokul seviyesinde olan
çocuklar için, karmaşık olmayan basit oyuncaklar, boya kalemleri, top,
bisiklet, giysi, doğa tatili, sinema ve müze gezileri olabilir. Karne hediyesi
olarak bilgisayar, çok pahalı oyuncaklar, değerli takı, cep telefonu, evcil
hayvan alımını önermiyoruz. Çocuk ders notlarının yüksek olduğunda pahalı bir
hediye ile ödüllendirildiğinde çocuğun birincil hedefi öğrenmek ve gelişmekten
çok ödüle ulaşmak olacaktır. Dolayısı ile anne ve baba ile çocuk arasında
yapılan hediye anlaşması ya da pazarlığının, öğrenme ve okul başarısına hiçbir
katkısı olmayacaktır.”
Ebeveynlerin karne dönemi ile ilgili bazı hatalı kalıp davranış süreçleri
olduğunu ifade eden Psikolog Buse Başakgil; “Öncelikle kötü not getirdiği için
ilgi duyduğu voleybol, futbol benzeri bir alanı kısıtlamak sıklıkla
karşılaştığımız hatalı davranış modellerinden. Ayrıca sürece değil sonuca
odaklanmak yani karnedeki notlar kötü gelse dahi dönem içerisinde ders
çalıştığı, emek verdiği görülen çocuğun notu kötü diye onu yargılamakta bu
duruma dahil olan davranışlardan. Yine karne ilk görüldüğünde ilk önce düşük
notlara odaklanıp bunlar üzerinden yorumlar yapmak ve kötü not getirdi diye
çocuğunuzu şefkatten, ilgiden ve sevgiden mahrum bırakmak gibi tutumlarda,
klinik olarak sıklıkla karşılaştığımız ve onaylamadığımız durumlardır.” dedi.