AİLE HEKİMLERİ ANKARA'DA TOPLANDI
“Aile Hekimleri Ankara Anıtpark’ta gerçekleştirdikleri mitingde sorunlarını anlattı hak kayıplarının durdurulmasını istedi. AHEF Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu Başkanı Dr. Türkü Yağmur Nehir. Yurt dışına gitmek değil kendi vatanımızda, huzurla, şiddet görmeden, yokluk çekmeden halkımıza hizmet vermek istiyoruz dedi. Mitinge farklı partilerin milletvekilleri de destek verdi.”
AHEF Başkanı Dr. Türkü Yağmur Nehir, mitingde yaptığı konuşmada Türkiye’nin
dört bir yanından gelen meslektaşlarına teşekkür ederek; “aile sağlığı
çalışanlarımız ve grup elemanlarımız olan ebe, hemşire, sağlık memuru, tıbbi
sekreter ve temizlik personellerimiz ve tüm meslektaşlarımızla kavgamıza devam
edeceğiz dedi.
Bu meydanı böyle dopdolu gördüğümüz için ne mutlu bize! Sayenizde umut
doluyuz!
Bugün burada, bizlere dayatılmak istenen zulüm yönetmeliğine, sağlıkta
şiddete, mobbinge, hak kayıplarına ve karşılaştığımız tüm adaletsizliklere dur
demek için bir araya geldik. Bu meydanda toplanmamızın sebebi yalnızca mesleki
haklarımızı savunmak değil, aynı zamanda sağlık sistemimizin onurunu korumak ve
halkımızın hak ettiği nitelikli sağlık hizmetine kavuşmasını sağlamaktır.
Her geçen gün, iş yükümüz daha da ağırlaşıyor. Aile Sağlığı Merkezlerimizde
insanüstü bir tempoyla çalışıyor, angaryalarla ve hukuksuzluklarla mücadele
ediyoruz. Bizler, halkımıza en iyi sağlık hizmetini sunabilmek için Bakanlık
desteği olmadan elimizden geleni fazlasıyla yapıyoruz.
Sağlık Bakanı göreve geldiği günden beri aile hekimliğini güçlendireceğini,
koruyucu sağlık hizmetlerini önceleyeceğini söyleyip duruyor. Ancak yaptığı ilk
icraat mesleki onurumuzu zedeleyen, haklarımızı gasp eden ve geleceğimizi
belirsizliğe sürükleyen maddelerle donatılmış zulüm yönetmeliği. Biz lafa değil
icraata bakarız! Performansa dayalı bir kölelik sistemiyle tehdit edildiğimiz
bu yönetmelik, yalnızca bizleri değil, halkımızın sağlığını da tehlikeye
atacak. Bizler hastalarımıza bilimsel temellere dayalı özgürce sağlık hizmeti
sunmak istiyoruz, sayılarla formüllerle değil! Sahadan geldiğini iddia edip
sahayı unutmuş ve buradaki kalabalığı yok sayan “size rağmen” yapacağız diyen
bürokratların getirmeye çalıştığı bu dayatma yönetmeliği kabul ediyoruz muyuz?
HAYIR!
CANIMIZI SIGMAYIN, BİZİ FORMÜLLERE BOĞMAYIN!
Bizler hipokrat yeminimizin arkasındayız. Hastalık yoktur hastamız vardır
diyoruz, 85 milyon vatandaşımızın sağlığı Ata’mızdan bize emanet. Hekimlik
sanatımıza kimsenin dokunmasına izin vermeyiz! Hastaya ilaç yazmamı kısıtla,
hastaneye sevk etmeme izin verme, söyler misiniz böyle şartlar altında biz
nasıl sağlık hizmeti sunabiliriz? Dünya’nın hangi yerinde 6 ayda bir hasta
takibi zorunluluğu var? Dünya’nın neresinde formüllü hesaplar var? Hangi
bilimsel gerçekliğe uygun bu düzenleme? Sağlıklı insan aile sağlığı merkezine
gelmiyor diye gurur duyacağınıza hekimler üzerinde yük oluşturarak, zaten azmış
gibi poliklinik sayımız günlük 20 hasta hiç yoktan bak diyerek iş yükümüzü
artırıyor, hastaya sorumluluk vermeden tüm sorumluluğu hekime atıyor ve göz
göre göre ülkenin sağlık masraflarını artırıyorsunuz. Neresinden tutmaya
çalışsak sınıfta kalıyorsunuz. Böyle bir sağlık politikasını hayata
geçirirseniz Türk sağlık sisteminin çöküşüne imza atacak Bakan olarak
anılacaksınız. Böyle bir sistemde ne hasta memnun olur ne de bizler. Siz
bizleri puanlatacağınıza önce dönün bir kendinize bakın. Sağlık Bakanından
memnun muyuz? HAYIR!
BAKANA PUANIMIZ SIFIR!
Sağlıkta şiddet her geçen gün artıyor. Bizler hem hastalarımızla hem de
sistemin zorluklarıyla boğuşurken, fiziksel ve psikolojik şiddetle karşı
karşıya kalıyoruz. Şiddet, yalnızca bizlere zarar vermiyor; sağlık sisteminin
tamamına zarar veriyor. Artık bu duruma karşı daha güçlü ses çıkarma zamanıdır!
Beyaz kod sistemine binbir zorluk getirerek başvuruları azaltmanız, verileri
paylaşmamanız her gün şiddete maruz kaldığımız, darp edildiğimiz hatta
öldürüldüğümüz gerçeğini değiştirmiyor. Şiddet Dünya’nın sorunudur diyerek bu
sorunu görmezden gelmenize izin vermeyeceğiz!
SAĞLIKTA ŞİDDETE HAYIR!
Deprem bölgelerinde yaşanan acıların ardından, karşılaştığımız zorluklar
hala devam ediyor. O bölgelerde, halkımız sağlık hizmetine erişmekte
zorlanırken, yetersiz kaynaklarla hizmet sunmaya çalışıyoruz. Devam eden
depremlerle hala asmlerimiz hasar görüyor, konteynerlerde hizmet vermeye devam
ediyoruz. Ülkenin dört bir yanında depreme dayanıksız, apartman altlarına
mahkum ettiğiniz aile sağlığı merkezlerinde hizmet vermeye devam ediyoruz. Hani
nerede yeni aile sağlığı merkezleriniz? Nerede güçlendirdiğiniz aile
hekimliğiniz? Deprem bölgesi de unutuldu! Gerçek aile hekimliği sorunları da!
Tek derdiniz bize daha fazla iş yüklemek, sağlık sistemindeki hatalarınızı,
kusurlarınızı bizim üzerimizden gideremezsiniz. Bize teşvik adı altında binbir
kalem sunacak formüller geliştirene kadar; insanca yaşayacağımız güvenli
çalışma alanları, insanca yaşayacağımız emekliliğimize yansıyacak tek kalem
maaş getirin. Çalışanını koruyamayan, çalışanına sahip çıkmayan Bakanlık
istemiyoruz.
İNSANCA ÇALIŞMAK, İNSANCA YAŞAMAK HAKKIMIZ!
Artık yeter! Zulme, haksızlığa, şiddete ve bizi tükenmişliğe sürükleyen bu
yönetmeliklere, yaptıklarınıza karşı sesimizi yükseltiyoruz. Bugün burada bir
aradayız, çünkü birlikte güçlüyüz. Bu mücadele hepimizin! Birlikte çalıştığımız
mesai arkadaşlarımızı gerçek mesleklerini görmezden gelen aile sağlığı çalışanı
ve grup elemanları gibi sınıflara soktunuz. Bizi düşük nüfuslu, yüksek nüfuslu
diye ayırdınız; bizi özel asm devlet asmsi diye ayırdınız; bizi gruplara
ayırdınız. Şimdi de formüllerle, sigmalarla ayırmak istiyorsunuz. Ama bakın,
görün, 60.000 aile hekimliği çalışanı yaptıklarınıza dur demek için bir arada
bugün; siz bizi ayırmaya çalışsanız da bunu başaramayacaksınız. Zulüm
yönetmeliğinizi kabul etmiyoruz, mobbing niteliğindeki bu tasarıdan vazgeçin ve
geç olmadan buradaki binlerce kişinin sözlerine kulak verin. Aksi halde bugün,
burada başlattığımız hareketimiz hız kesmeden devam edecektir. Mesleğimizin,
halkımızın ve aile hekimliği geleceğimizin savunucusu olmaktan hiçbir zaman
vazgeçmeyecek ve haklı mücadelemizden asla geri adım atmayacağız.